Bu sitedeki resim, fotoğraf, yazı ve şiirler, izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz.
|
![]() |
|||||
Sayfa: 24-32
Bu tip birlikteliklerde doğan aşklar fazla uzun ömürlü olmayacağı gibi ayrılıklarında da büyük acı-lar verebilir. Böyle bir aşk yaşıyor iseniz (evliliği olanlar hariç) mutlaka ortaya çıkmalı ve sonuçları göğüslemelisiniz. Yoksa siz beş para etmez bir aşık sınırzdır. Yine de derim ki gerçek bir aşk yaşıyorsanız mut-luluktan çok acıya da alışmışsınızdır. Olsun bir ömrün aşk acısını birlikte alınacak birkaç dakikalık nefesle unutabilirsiniz. Ve inanın o birkaç dakikalık mutluluk bir ömre değer. Tabii değecek aşığı bulmuş iseniz. Çoğumuz aşkı yaşarken değil de daha sonraki zamanlarda iş işten geçince değerlerini anlarız. Daha sonraki yıllarda onunla mutlu olabilmek varken vazgeçip, başka biriyle mutluluğu denemiş olmanın geri dönül- mez yürek kanamalarının içinde boğulup yok olu- ruz. Ne yaparsınız bilmem nasıl yaparsanız yapın ger-çekten aşık iseniz aşkınızı yaşayın Sizin hayatınızı başkalarının yaşamasına izin vermeyin. Bu arada aşkınızı yaşayın diyorum, yanlış bir şey yapıp aşkı-nızı yaşayamayın demedim. Size bir öykü:xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Bir adam genç bir kızla karşılaşır. Ve o kız yıllar önce tanıdığı birine çok benzemektedir. V.s v.s. Kısacası adam kıza aşıktır. Duygularını kıza anla-tır. Kızda kendisine karşı bir şeyler hissettiğini söyler, ve ilişki başlar. Gelecekte birbirlerine aşık olduklarını ve birbirlerinden ayrı yaşayamayacakları konusunda hemfikirdirler. Adam evlidir. Eşinden boşanacağını ve kendisiyle evlenmek istediğini sık sık tekrarlamakta , genç kız buna onay vermektedir. Kısaca bir gün hiç yoktan genç kız erkeğe ayrılmak istediğini söyler. Sebep olarakta kendisinin evliliğini göstermektedir. Haklıdır da genç kız. Erkek ne yaptıysa kızı ikna edemez. Çekilen tarifsiz acılar neticesinde ayrılırlar. Bir yıl kadar hiç görüşmezler ve nihayet bir gün karşılaşırlar. Birbirlerine sarılmamak için yol orta-sında kendilerini zor zapt ederler. (Erkek o günü hatırladıkça keşke sarılsaydım diye içinden çok geçirmiştir. O istek ve arzu kesinlikle içinde bir eksik olarak kalacaktır.) Sonuçta birbirleri ile konuşmak istediklerini söyleyip, buluşurlar. Kısa bir durgunluktan sonra açılırlar ve birbirlerini çok özlediklerini geçen zaman içinde hayatlarına kimseyi sokmadıklarını anlatırlar. Erkek eşinden boşanmak üzere mahkemeye başvurduğunu ve eşiyle hiçbir beraberlik yaşamadığını anlatır. Bu konuşma genç kızı daha da umutlandırmıştır. (Erkeğe göre) erkek sevdiğini ve sevildiğini düşünür. Aşk müthiş bir yoğunlukla yaşanmaktadır. Artık sürekli birlikte olmaktadırlar. Erkek ve kadın gibi. Birbirlerinin her konuda ikizi gibidirler. Yalnız kızda bazen küçük yalanlar ve olayları değiştirerek aktarma gibi davranış bozuklukları baş göstermeye başlamış. Erkek bunları kızın kendisini evli olduğu için ailesinden gizleme gereğine bağlamaktadır. Ve nihayet erkek eşinden boşanır. Fakat genç kadında hiçbir hareket yoktur evlilik konusunda, erkek evlilik için sürekli baskı yapmakta, kadınlığını teslim etmiş bir insanı genç kadının bütün tersliklerine rağmen, hoş görmeye çalışmakta, kadının davranışlarını bahane edip, ondan uzaklaşmayı kendisine yedirememektedir. Genç kız durumundan gerçekten memnun görün-mekte, en küçük problemleri ayrılık nedeni olarak görmektedir. Bu arada 4 yıl bitmiş artık kesinlikle ayrılmalıyız denilen bir noktada ayrılmak zorunda kalmışlardır. Tek sebepte kızın erkeği ailesine tanıtmak isteme-mesidir. Erkek kadına gerçekten çok bağlı ve aşıktır. Kadınında öyle olduğunu sanmakta ve ona çok gü-venmektedir. Kadın birkaç süslü laftan sonra zaten bu beraberliğin hiçbir zaman evliliğe dönüşemeyeceğini bildiğini bu birlikteliğe macera olsun diye başladığını, bundan sonra kendisini aramamasını hayatında kendisine yer olmadığını söyleyerek adeta intikam almaktadır. Bunun tek nedeni kızın artık kendi ayakları üzerinde durabileceğine inanması ve kendi yaşıtları ile daha rahat beraberlikler yaşayabileceği ortamları hazır bulmasıdır. Erkek böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini, beraberlikleri sırasında yüzük bile taktıkları-nı ve resmi olmasa da karı koca ilişkisi ile evlilik amacıyla yaşadıklarını anlatmış. Kullanılıp bir kenara atılacak kadar, hayat felse-fesini ve yaşam tarzının değişmesini hak etmediğini, bu ayrılığın kolayca gerçekleşmeyeceğini söylemesi, kızın bir sürü taciz edici hakaretlerine maruz kalmasını sağlamış, artık aşk nefrete dönmüştür. Nefretin sonu asla terk etmek değildir der erkek ve kızla barışmak için ilişkiyi bir süre dondururlar. Sonuç tabii ki yine hüsrandır. Ailesinde toplum kural-larına göre yaşayan bir genç kız 4 yıl karı koca haya-tı yaşadığı bir adamı zorlayacağına, kolay yaşamı seçmesi ne anlama gelmektedir. Yarını ne olacaktır. Ailesinin hatta onu görücü usulü ile evlendirmek istemeleri bile söz konusudur. Ama o bir çaresini bulabileceğini düşünmekte o gün geldiğinde ise, havuz problemi ile karşılaşacak olması muhtemeldir. Kız sosyal yaşamında seks özgürü gibi yaşamakta, lakin ailesinin yanındayken masum bir ev kızı olmaktadır. Erkekten başkaca ayrılma sebepleri var mıdır? Kariyer sahibidir erkek. Kural dışı hiçbir hareketi söz konusu olmamakla birlikte genç kadına olduk- ça iyi bir yaşam kalitesi sunmak istemektedir. Tek problem genç kadının ailesi ile ters düşmek isteme-mesidir. Kadınında onların gözünde biricik masum kız rolünü yitirmemek istemesidir. Sonuç her iki insan içinde yaşamları boyunca kiminle birlikte olurlarsa olsunlar silinmeyecek olumsuz etkiler bırakmıştır. Kimseye samimi olmayan duygularınızı samimiy-miş gibi gösterip, çıkarlarınız için rol yapma hakkınız yoktur. O zaman şerefli biri olamayacağınız ve haysiyetli, dürüst beraberlikler yaşayamayacağınız kesindir. Getireceği sonuçlar her zaman düşünülen kolaylıkları sağlamayabilir. Kalıcı hasarlar almanız işten bile değildir. İlişkilerimizde her konuda ama her konuda asla yalan söylememeliyiz. Zira küçücük masum bir yalan koskocaman bir geleceği daha doğmadan boğazlamak demek anlamına gelebilir. Birliktelikler çoğu zaman geri dönülemeyecek so-rumluluklar yükler her birimize. Cinsellik işin içine girmişse kadın sonuca ulaşamadığı hallerde kulla-nıldığını düşünebilir, erkek ise ciddi bir beraberlikte toplumun ona yüklediği misyonu tamamlamak ister. Zira sevdiği insanı terk etmek koruma iç güdülerine ihanettir. Çıkarlar aşkta karşılıklı paylaşarak eşit biçimde olmalı, taraflar birbirlerinin zayıf noktalarını za-man içinde öğrenip, aleyhlerine kullanmamalıdırlar. Karşılarındaki insandır. Duyguları ve aklı vardır. Bir süre sonra niyetinizi anlayacak ve belki de hiç olmadık yöntemlerle sizi taciz edecektir. Hep bağlılıktan söz ediyoruz. Dürüstlükten iliş-kilerin sürekliliğinden, açık yüreklilikten. Peki aşklarda zaman içerisinde bir takım olumsuzluklardan etkilenmez mi? Yada eskiyemezler mi? Rutinleşmek son olamaz mı? Pek tabidir ki insan bir gün ölesiye sevdiği birini yarın öbür gün sevme-yebilir yada başka birine aşık olabilir hatta aynı anda iki kişiye sevgi ve aşk duyabilir. Ne yalan söyleyeyim ne aşık durumunda ne de terk edilen duru-munda olmak istemem, hoş kim ister ki? Bu durumda partnerle kesin birlikte olunmaya karar verilmişse yapılacak en dürüst hareket eski sevgiliniz veya eşinizle konuşup durumu anlatmak-tır. Evliliklerde durum oldukça zordur. Kırmadan karşınızdaki ile konuşun diyemiyorum, kırılmaması mümkün değildir. Hatta öyle örnekler biliyorum ki bu şekil ayrılıklarda yalnız kalan eş hayatını dış dünyaya kapatabilir. Sonuçlarını çok iyi düşünmek gerekir.Duygular zaman içinde değişebilir.Gerçek aşklarda sevginin bitmesi ayrılık için sebep olsa da,bu karşı tarafa sorumluluklarımızı unutturmamalıdır. Aşk her koşulda yaşanmalıdır derken bu başka birinin hayatını silmek anlamında değildi. Çünkü hissedeceğiniz suçluluk duygusu sizin aşkı-nızı yaşamanıza izin vermeyecek üçünüz birden mutsuz olacaksınız anlamına gelir. Yaşayacağınız olaylar içerisinde kendinize uygun bir rol bulmanız gerekiyor. Sonuçta mutsuz olabilir-siniz fakat, sorumsuz ve kişiliksiz olmaktan daha iyidir. Kararınızı sevgi ile alırsanız çözümü daha kolay olacaktır. Gönül ilişkileri dikenleri çiçeğin içinde çıkan gül gibidir. Şöyle uzakta dursa olmaz sahip olmak ister-siniz elinize alıp koklasanız, yüzünüze dikenleri batar. Ne yaparsanız yapın ondan vazgeçemezsiniz. Kokusuna da acısına da alışmak gerekir. Gülden tamamen uzak durmak mı? o zaman doğa kanunları devreye girecek gül gelip, yüreğinize kendi yerleşe-cektir. Kadın ve erkek yetişkin olmak, insan olmak ne müthiş bir duygudur. Aşık olmak, üremek, çoğal- mak ve bilinen son, sonuç? Madem ki yaşıyoruz bir bedene sahibiz ve bir yü-rek taşıyoruz, aşağı yukarı % 90 ımız bu duyguyla tanışacaklar. Hatta birkaç defa yaşayacaklar.Tarih boyunca tarihe yön veren insanlar hayatlarını ve geleceklerini programlarken, yaşarken yalnızca tek bir şeyi programlayıp ideal edinememişler. Aşk, aşk insanın yargıları ve görüşü rutin yaşama biçimini değiştirir ve tarihi de yönlendirdiği de tabiidir. Aşık olan birinin davranış, hareket, konuşma, düşünme, beslenme, uyuma gibi fiziksel ve ruhsal değişimleri kaçınılmazdır. Böyle bir durumun yakın çevresi tarafından algı-lanmaması mümkün değildir. Aşık sık sık en gürül-tülü ve kalabalık ortamlarda bile iç dünyasına ka-panır. Söylenenleri işitmez. Yalnız kalmak ister. O-nu daldığı ortamdan uyandırdığınızda yüzü kızarır, sesi titrer, asabileşir, sık sık gerekmediği halde saatine bakar. Yemek, yemek istemez. Yediklerinde seçiçi değildir. Zira ne yediğini fark etmez. Yalnız giydiklerine ve bakımına daha çok özen gösterir. Görsellik ön plan-dadır. Nedendir bilinmez aşık olmak gerçekten çok hoş bir duygu olmasına rağmen maalesef aşıklar müthiş tartışmalar yaşarlar. Birbirlerinden bir sani-ye dahi ayrılmaya tahammülleri yokken uzun bir süre birbirlerini görmeseler bile olağanüstü hasret ve özlem çekerken birkaç dakikalığına bir araya geldiklerinde çoğunlukla bu harika zamanı tartışa-rak harcarlar.Çoğunlukla tartışmadıkları zamanları yalnız geçirirler ve yine bir daha olmayacağına dair kendilerine söz verip, karşılaştıklarında yine benzer durumlar yaşanır. Aşık olan birinde bu tartışmalar aşıkları birbirle-rinden uzaklaştıracağına aksine çoğunlukla yakın-laştırır bile. (Tabii tartışmayı önermiyorum.) Belirli süre sonra aşıklar birbirlerinden ve aşklarından e- min olup, birlikte yaşamaya başladığında bu tartış-malar kendiliğinden kesilecek, o yorgunluğun olağanüstü rahatlığı ve sakinliği başlayacaktır. Aşık çiftlerin bu tartışmalardan korkup, çekinip, ilişkilerini aslında böyle biri olarak tanımadıkları, karşısındaki insanı yalnızlığa mahkum etmemeleri gerekmektedir. Belirli bir süre sonra bu sorun aşıla-caktır. Sevda acıyla kardeştir. Acısız sevda sevdasız acı olur mu? Her neyse yazmış olduk. Şaka bir yana gerçekten ben çok yoğun aşklar yaşadım. Lakin hiç birinde acı çekmedim diyen biri aşkla hiç tanışmamıştır. Ayrılıklarda yüreğinizden kanın çekildiğini hisse-dersiniz. İçinize kurşun bir top tam göğsünüzün ortasına yerleşmiştir. Nerededir, ne yapmaktadır, nasıldır, hasta mıdır, gülüyor ağlıyor mudur? Sizi düşünüyor mudur evet evet düşünüyordur. Bütün bu yaşadıklarınızdan dolayı unutması mümkün de-ğildir. O da acı çekiyor mudur? Eğer acı çekiyorsa ve siz hala aşıksanız tuhaftır lakin, bundan gizli bir keyif alır fakat, böyle düşünemezsiniz. Ağlar ağlar ağlarsınız. Aşıkların ayrılıklarındaki en büyük etkenlerden biri çevredir, o insan sana layık değil, ne zaman be-raber olsanız seni üzüyor perişan dönüyorsun. Üstelik boyu çok kısa, kültürleriniz farklı, zaten ekonomik durumunuz şimdiki zamanda geçinmek için yeterli değildi. Seni kesinlikle hak etmiyor v.s v.s. Niye böyle ya-parlar bilmem. Belki de ben toplumda iyi düşünen insanlardan değilim. Kendimin bu konuda pek dü-rüst olduğumu sanmıyorum. Ben aşkımı yaşarım yaşarım,ve beni hiçbir şey durduramaz aşkı yaşamayı dondurduğum haldeki durumlarımda çevre ilişkile-rim acımı azaltmıyor. Ben ancak sevdiğim insanla birlikteyken mutlu oluyorum. Sizde öyle yapın eldeki bir kuş havadaki iki kuştan daha iyidir. Ben çıkarımı düşünürüm. Bedenim ve ruhum aşkımın ya-nında huzur buluyor. Kimi aşklar yıllar yıllar boyu sürerler en büyük aşklar en ulaşılmaz sevgiler, ula-şılmaz birleşilemez engellerle dolu sevdalarda yaşa-nır, böyle olması olağandır. Aşk bu sonuç ister. Sonuç alınamadığı hallerde hüsrana uğrar, yıkılır çöker mahzunlaşır, yalnızla-ştırır, acizleştirir, kahreder küçültür taciz eder. Siz siz olun ulaşamayacağınız fakat, aşık olma eğilimlerinizin olduğu kişilerden uzak durun. Tabii seçme şansınızın olduğunu fark ederseniz. Bir de platonik aşklar vardır. En bilinen örneği öğrenci öğretmen meselesi. Öğrenci aşık olur, bunu öğretmenine bir şekilde belli edebilmek için çabalar durur. Öğretmen aşık olursa öğrencisine statüsü ge-reği fark ettirmemek için çabalar durur enteresan. Bu tip aşkların çoğu beğeni ve hoşlanmadan ibaret-tir. Gerçek aşk yakalandığında bir anda yerini tatlı bir tebessüm alır. Ve bu aşk acıyla değil tatlı bir gü-lümseme getirir, yüreğinize ileriki zamanlarda. xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx Soğuklar üşütemez sizi, sıcaklar yakmaz, geceler uyutmaz, gündüzler yetmez gökyüzünde bulutların şekillerinin bu kadar güzel ve karmaşık olduğunu gözlemlersiniz. Bir ağacın yüksekliğinin farkına |
![]() |