Bu sitedeki resim, fotoğraf, yazı ve şiirler, izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz.
 

                                    

                     ALINTILAR


Sayfa: 34

...-Çay alırım.  Aslında oturma niyetinde değil-
    dim. Bir  selam  verip  çıkacaktım. İnşallah aranı-
    za girmemişimdir.
        -Rica ederiz.
        -Sen ne diyorsun Hazal sadece konuşuyorduk.
        ( Simsiyah saçları var. Gözleri kestane kabu-
    ğu rengi, hoş bakıyor.Gözlerini kırparken, alt kir-
    pikleri  üstekiler ile karışıp açıldığında bir yelpa-
    ze gibi göz çukurlarına gölgelerini bırakıyor.
        -Harun! Harun!! Neler oluyor?
        -Affedersiniz.
        -İyi misin?
        -Evet  Cumali. Dalmışım tekrar özür dilerim.
        - Kendinizi iyi  hissetmiyorsanız kalkabiliriz.
        -Teşekkür ederim gerçekten iyiyim.
        -Hazal  bizim  bölümün  en  iyi  öğrencisidir.
        -Rica ederim Cumali.
        -Hayır gerçek bu.
        Araya giriyorum.
        -Tunceli' nin içinden misiniz?
        -Evet içinde oturuyoruz. Aslen Erzincan' lıyız
    fakat ben çocukken yerleşmişiz.
        Konuşurken   ağzının   içinde  flamingoların
    pembesini kıskandıracak dili, bir balerinin en za-
    rif hareketlerini kar beyazı dişlerinin arasında tek-
    rarlıyor. Bana neler oluyor? Gözlerimin içine ba-
    karken yüreğime bir kanalın açıldığını hissediyo-
    rum. Sanki içimde dolaşıyor.
        -Siz  nerelisiniz?
        -Ben mi?
        -Evet...





Sayfa: 59

...ağaçlarının  arasından  uçurumun ucuna doğru
   gidiyoruz.  Ve  bir ağacın altına oturmak için çevredeki
    köftecilerin birinden aldığım gazeteyi  yere  serip
    üzerine oturuyoruz. Önümüzde müthiş bir manza-
    ra uçsuz bucaksız bir deniz ve  üzerinde  martıla-
    rın siluetlerini andıran tekneler, güneşin  vurduğu
    deniz gözümü kamaştırıyor.
        -Uzanabilir miyim?
        Yardım ediyorum. Ayaklarını uzatıp  başının 
    arkasını  kucağıma  koyuyor.  Ve  yüzümü  seyre 
    dalmış   askılı blüzünün açıkta bıraktığı omuzun-
    da elimi gezdirirken bakışları sabitleşiyor.Yavaş-
    ça  eğilip  etli  dudaklarının  üzerine  dudaklarımı
    yaslıyorum. Bir kuş gibi titriyor. Geri çekildiğim-
    de elimi tutup avucumun içini öpüyor.   

            *                    *                    *

        O unutulmaz günün ardından 4 gün geçti.Ba-
    na 40 yıl gibi geliyor. Evde televizyon izliyorum. 
    Kendimi iyice sınadım. Bu arada düşünme imka-
    nım oldu. Ben bu kızı seviyorum. Fakat  bir hafta
    sonra Ankara' ya okula döneceğim. O  zaman  ne
    olacak? Kafam karmakarışık. Yarın  buluşacağız.
    Sanki şimdiye  kadar  hiç  yaşamamışım  gibi  bir
    boşluktayım.Bugün antrenman  için   Mithatpaşa
    stadına gittim. 5 saat kadar kaldım. Koşarken yü-
    rürken,yemek  yerken günümün her dakikası Ha-
    zal' ı düşünmekle geçiyor.
        Annem:
        -Harun  neler oluyor oğlum? son zamanlarda...




Sayfa: 141

    ...Bütün  ruhlar, ayağa kalkıyor. Mezarlıkta bü-
    tün mavi bulutlar toplanmış,  serviler  gölgelerini
    çekmişler güneş gelsin diye Hazal' ımın  üzerine!
    Laleler boynunu bükmüş. Ağlıyor menekşeler,tel
    tel olmuş yürekler! Acılar dolaşıyor bir bir! Dua-
    ları, temennileri, gittiğin yerlere selam olsun! Se-
    lam  olsun  meleklere! Uçsuz bucaksız  çayırların
    çiçeklerine selam olsun! Beni de al götür buralar-
    dan!
        Senin kanatların  var!  Uçur  beni  bu  dünya-
    dan! O' nu koru ölülerin efendisi! O' nu koru ruh-
    ların  asil  meleği!  O'  nu koru kurtların, kuşların
    padişahı! O'  nu  koru  sevenlerin, sevgililerin tıl-
    sımlı çiçeği!  Biz O' nu  bu Dünya' da koruyama-
    dık! Onun için  size  geldi!  O size güvenebilece-
    ğini çok önceden bildi!
   
                      *           *          *

        Günler  geçip  gidiyor,   hasretim   artıyordu!
    Oyalanmak  için  kendimi yalnız derslerime ve i-
    şime  vermiştim. Bu  arada Ticaret Gazetesi İsta-
    tistik ve Araştırma muhabirliğine başladım.İşime
    dört elle sarılıyorum. İstanbul Teknik Üniversite-
    si  Makine bölümünü kazanmam  bütün  hayatımı
    yoğunlaştırmıştı. Fakat çevremle pek iletişim ku-
    ramıyor, iş  ve  derslerin  dışında  arkadaşlıklarım
    olmuyordu.  Sık  sık resim yapıyor, atletizme de-
    vam ediyordum. Düşünecek bir saniye bulduğum
    hallerde müthiş ıstırap çekiyordum!...       




Sayfa: 150

    ...-Hayır çok zevkli.
        -Aslında işimiz zor değil. Tabii severek yapı-
    lırsa oldukça zevklidir bile.
        -Evet  çok şirin parçalar. Çokta ilginç model-
    ler var içerisinde.
        -Peki siz model çalışabilir misiniz?
        -Yani en azından denemek isterim.
        -Bir gün onu da yaparız.Size ihtiyacımız ola-
    bilir o konuda da.
        Öğle  yemeğinde,  yemeğe çağırıyorlar. Gitti-
    ğimde  eliyle  yemek  koyuyor  tabağıma.  Kendi
    getirdiği yiyeceklerden paylaştırıp yanıma oturu-
    yor.
        Kokusunu  hissediyorum. O anda  gözlerimin
    içine bakıyor. Gülümseyerek, sen üzülme ben se-
    nin  için  buradayım. Gel gir gözlerimin içine do-
    laştırayım seni benim bakir dünyamda. Gel yanaş
    sineme kokumu göndereyim yüreğine.
        Gel  çekinme  anlat  bana dertlerini. Uzat du-
    daklarını.  İşte  senin  beklediğin  aşk benim. Gel
    sevdanı ver bana al  beni  al.  Al  beni ki daha bir
    yeşersin gözlerim.
        Aradan  geçen günlerde mümkün olduğu  ka-
    dar mecbur olmadıkça girmiyorum çalıştığı bölü-
    me. İçim kıpır kıpır.
        Geceler geçmiyor, sabahı zor  ediyorum. He-
nüz  geleli  bir  kaç  gün  olmuştu. Onun gideceği
tarafa  gitmem  gerekiyordu. O' na nasıl gidebile-
    ceğimi sormuştum.
        -Benimle gelebilirsiniz. Ben  sizi  götürürüm...

 
 

SEVİLEN ŞİRLER

SAHİPSİZ HATIRALAR

Umutlarımı umutlarına bağlamıştım.
Bütün hatıralarımdaki hataları yok etmek,
Bir kara tahtadaki maziyi silip,
Yerine bembeyaz ümitleri yazmak için.

Nasıl bilebilirdim duygularına sahip
çıkmayacağını,
Hatıralarımı senden sonra daha bir,
Simsiyah yaşayacağımı.

Beni karanlıklara gömüp,
Kendine başkaca ışık arayacağını.

Düşünemezsin bile içimin sana yakınlığını !
Bul, ara, dene, hayallerin kırık kırık olana dek.
Dönüp arkana baktığında bekler bulacaksın,
Beni karanlıklarda umudum !
DİŞİ !..


Sen,
Duygu sağanağına gebe,
Bulutlar gibisin !...

Harika bir dişisin !
Ben birazını tattım.
Sen,
Zamanı durdurana kadar !...
VEFASIZLIK...!


Bir ömür sefalete açıktır.
Biri ölüm, diğeri işkence.
Biri yok oldu gitti, diğeri bilmece.
Kahrı yazsam kim okur ki?

Yaşım ileri, ileri, okusa ne ola ki?
Kaçtım geldim buralara, yıllara inat.
Aklımdan olmaktansa, yalnızlığım yeğdir.
Görenler hep kavgacı dediler görünümüme.

Sevgimi akıttıklarım bir bahane etti yine.
Bula bula gönül, hep terki sevenleri sevdi.
Sevdamdaki eksiklikler değil sebep!
Zaman, mutlaka aşk için, hep ters geldi

Umutlar yeşerirken güneş kayboldu.
Güneşi tuttum da, seni tutamadım gönül!
Hiç açmadım içimi kimseye, bu yaşa kadar.
Sevdim seni diyemedim her gördüğüme.

Seni seviyorum dediklerim, ya öldü!
Ya da seviyorum demek, ona bir şey vermedi.
Biri sevdi yok oldu gitti.!
Biri rencide edip acıdı, sonra genç adam dedi.

Hangisi değerdi, sevmeye gönül vermeye.
Bırakıp yalnız başıma ölüp giden mi?
Yoksa dalga geçip, seni bırakmam,
Ama sevmiyorum diyen mi?

Bazen manyak oldum zihinlerde.!
Dengesiz kişiliğini kaybetmiş biri.
Bazen yeter artık diyecek kadar bıktırdım!...
Kimi zaman oynadım, nefret için kendimden.

Sizler iki kadın sevinin, kendinizle övünün.
Bir kötü yarattınız, aşkınızla kimsesiz.!!!
Beni kendimden nefret ettirdiniz haklıca.!
Kızılda kor olsun yürekleriniz...

Aşk sevgi dolsun....
Övünün kendinizle, bir adamdan hiç yarattınız.
Sevdiniz sevildiniz hep kendiniz için!...
Yüreğimde güç kalmadı artık...

Kimseyi sevmek için!...
Sevinin övünün, boş bir insan yaratttınız!!!...
Bugün 5 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol